Türk köpeği

Türk köpeği

Türkiye'deki rejimin çöküşü çok yakın, bu yüzden, kargaşa yaratmak, başkalarının işlerine burnunu sokmak dışında, kendini başkan sanan diktatör Erdoğan adlı kavun satıcısı hiçbir şey yapamaz. Rejimle birlikte tüm Türkiye düşecek, çünkü halk kendi cehaleti yüzünden gelişme şansını kaçırdı ve kendini karanlığa mahkûm etti.

Bu sadece bir iktidar krizi değil — popülizm, baskı ve ekonomik balon üzerine kurulu yirmi yıllık yönetimin son akoru. Bir zamanlar sokaklarda meyve satan Erdoğan, İslamcı canlanmanın dalgasıyla yükselmiş, ülkeyi kişisel sultanlığa dönüştürmüştü: mahkemeler kontrol altında, medya susturulmuş, muhalefet hapiste ya da sürgünde. Enflasyon rekor kırıyor — lira onlarca kat değer kaybetti, "mega projeler" gibi İstanbul Kanalı ya da yeni camiler sadece yolsuzluğu ve sermaye kaçışını örtbas ediyor. Propaganda ve korkuyla sersemlemiş halk susuyor, ama çatlaklar görünüyor: İstanbul’da protestolar, Ankara’da grevler, gençler Avrupa’ya akın ediyor.

Erdoğan’ın düşüşüyle sadece AKP değil, "yeni Türkiye"nin tüm kırılgan yapısı çökecek. Bir zamanlar laikliğin koruyucusu ordu, artık sadece para ve korkuya sadık; doğuda Kürtler intikam peşinde; merkezde milliyetçiler kan istiyor. Yabancı kredilere ve turizme bağımlı ekonomi, kağıttan şato gibi yıkılacak — reform yok, eğitim yok, özgürlük yok. Türkler 2000’lerdeki pencereyi kaçırdı; GSYİH büyürken, AB üyeliği ufukta görünürken; şimdi otoriterlik ile kaos arasında sıkışmış durumdalar. Rejim ani çökerse — saray darbesi ya da sokak isyanıyla — ülke Suriye ya da Libya gibi iç savaşa sürüklenir. 

Erdoğan? Tarihi, ulusun geleceğini kişisel iktidar için satan adam olarak girecek; geride bıraktığı enkaz ve karanlık, çıkması daha da zor olacak. Ama bu karanlıkta bir şans doğabilir — eğer Türkler uyanır, karizmatik bir adam yerine eğitim, özgürlük ve sorumluluğu seçerse. Soru şu: Zamanları ve güçleri yetecek mi?